Birleşik Kırallık’ta yapılan en büyük film organizasyonu BFI Londra Film Festivali bu yıl 66. kez düzenlendi. Festivalde 60 ülkeden yeni filmler gösterilirken; bu yıl ilk kez kısa film izleyici ödülü festivale dahil edildi. 16 Ekim’de sona eren fiili festival BFI çevrimiçi platformundan 23 Ekim’e kadar da devam etti.
Bu yıl Southbank Royal Festival Hall başta olmak üzere şehrin çeşitli sinema salonlarında gösterimler yapıldı. Açılış galası, vazgeçilmeyen çocuk kitapları yazarı Roald Dahl’ın kitabından sahneye uyarlanan Matilda-Müzikal filmi ile yapıldı. Bu film, sahnelendiği süre boyunca büyük beğeni toplayan müzikalin ilk sinema uyarlaması. Ezilen bir kadın öğretmen (Jennifer Honey) ve okulun öğrencileri; haksızlığa ve tahammül edemediği katı uygulamalara isyan eden Matilda’nın peşine takılıp acımasız görünen kadın yönetici Miss Trunchbull'a meydan okuyor. Yasaklanmış olan “hayır” sözcüğünü kullanıyor ve kabuslar yaşatan okulu, sonunda eğlenceli bir yere dönüştürüyorlar.
Sinemaseverlerin 164 film izleyebildiği Londra Film Festivali'nde 24 yapımın dünya prömiyeri gerçekleşti. Dünya ya da Avrupa prömiyerlerini yapan filmler arasında Guillermo de Toro’nun “Pinokyo” uyarlaması, Asif Kapadia’nın “Creature”ı, Rian Johnson’ın, Daniel Craig’in başrolde olduğu "Glass Onion: A Knives Out Mystery”si, Jamie Adams’ın “She Is Love”ı da var. Ayrıca, Luca Guadagnino’nun “Bones and All” filmi de yer aldı.
Ana yarışmada kazanan filmler ise şöyle sıralandı:
En iyi film ödülü: Corsage - Marie Kreutzer
En iyi ilk film ödülü: 1976 - Manuela Martelli
En iyi belgesel ödülü: All That Breathes - Shaunak Sen
En iyi sanal gerçeklik ve sanat ödülü: As Mine Exactly - Charlie Shackleton
En iyi kısa film: I Have No Legs, and I Must Run–Yue Li
Bunun yanı sıra izleyiciyi festivalin kalbine yerleştiren festival, izleyici oylarıyla belirlenen uzun ve kısa metrajlı birer filme de izleyici ödülü verdi.
En iyi uzun metraj film ödülü: Blue Bag Life - Lisa Selby, Rebecca Hirsch Lloyd-Evans, Alex Fry
En iyi kısa film ödülü: Drop Out - Ade Femzo
Bu yıl sonuncu kez Festival Başkanlığını yapan ve son beş yıldır, Festivalin çok daha çeşitlilik yansıtmasına öncülük eden Tricia Tuttle, festivalde pek “hafif temalı” filmler bulunmadığını söyledi. Bu yılki sinemanın “yaşadığımız hayli sorunlu dönemleri” yansıttığını belirten Tuttle, beyaz perdeye yansıyacak karmaşık öykülerle, izleyiciler, çok daha karanlık noktalara çekileceği için açılış ve kapanış filmlerini, sinemanın daha neşeli ve moral yükselten yapımlarından seçtiklerini anlattı.
Festivalde izlediğim ve favorilerim arasında, bu yıl 79.Venedik Film Festivali'nde belgesel filmlere nadiren verilen Altın Aslan’ı kazanan Laura Poitras’ın belgeseli All the Beauty and the Bloodshed var. Fotoğrafçı ve aktivist Nan Goldin’in hayatını, kariyerini ve Sackler ailesine ait Purdue Pharma’yı opioid salgınından sorumlu tutma çabasını gözler önüne seriyor. Yine galalarda yer alan Noah Baumbach’ın Netflix yapımı White Noise ve Sebastian Lelio’nun The Wonder’ı beğendiğim yapımlar arasında.
