Siliyor muyuz Şimdi WhatsApp'ı?

Siliyor muyuz Şimdi WhatsApp'ı?


Gelecek Kapımızı Çalmıştı ve Biz Aplikasyon İndiriyorduk

 

İnternetin Türkiye’ye giriş yaptığı 90’ların sonlarından beri sürekli Kullanım Koşulları imzalıyoruz. Bazen sayfalarca KVKK metinleri, bazen karınca duası Terms and Conditions’ları imzaladık, okumadık, çoğunlukla Yaradan’a sığınarak evimize haciz gelmemesini diledik. Aslında bugüne -yakın zamana- kadar ne yazdığıyla pek ilgilenmedik çünkü internetle alakalı garip bir güven-güven ilişkimiz var. Bir şekilde çevrimiçi sitelerin bizi dolandırmayacağına, bilgilerimizi çalmayacağına, çalsa da o bilgilerle ne yapacağına, zaten CIA de bizim dedikodularımızla mı uğraşacağına ikna olmuştuk.

 

 

 

Ama ne zaman ki Facebook yargılandı, güvenimiz biraz sarsıldı. Amerika seçimleri dendi, Zuckerberg duruşma salonlarında Android bakışı ile hepimizi korkuttu, içimize bir kuşku düştü. “Telefonda annemle tatilden bahsettik Instagram’da tatil reklamları çıktı karşıma” veya “Arkadaşım hamile kalmış bana zıbın reklamı gösteriyorlar” gibi şikayetlenmelerimiz bu döneme denk geliyor. Peki madem Whatsapp’ta yazıştığımız, daha kötüsü telefonda konuştuğumuz, telefonun yanında bahsettiğimiz karşımıza reklam olarak çıkıyordu da şimdi değişen nedir? Whatsapp bizden tam olarak neyi onaylamamızı istedi de onaylamadık? Telegram, BİP, Signal çare mi? Bir de Trump’ı bile susturan Zuckerberg’den kaçış var mı?

 

Marc Zuckerberg - Yargılanıyor 

 

Peki Gerçekten Whatsapp’ta Neler Oluyor?

 

En kısacası, Whatsapp’ın kısacık metinde özetlediği yeni kurallar bizden henüz razı gelmediğimiz şeylerimizi de alacağını söylüyor. Yani, bir ev kiralıyorsunuz, kiralarken bir sözleşme hazırlıyorsunuz, "gelecekte alabileceğiniz evleri de kiralamış oluyorum, aynı zamanda eve alabileceğiniz eşyaları da kullanabilirim, arkadaşlarımı evlerinizde ağırlarım, belki de tamamen kalırlar, gelir sizin evinizden ne var ne yok alırım, siz de bir şey yapamazsınız diyor" (bkn: çerezler). Şu sıralar (Ocak 2021 itibariyle) yaşanan Büyük Mesajlaşma Göçü aslında tam da bu endişeden doğdu. WhatsApp, gözbebeğimiz, telefon alır almaz indirdiğimiz ilk uygulama, işten çocukların ödevlerine temel iletişim kaynağımız bize “Bana Güvenmeyin” diyordu. Telefonunuzda ne var ne yok başkalarına satabilirim. Seslerinizi kaydederim, görsellerinizi klasörlerim, yazışmalarınızı deşifre ederim.  Ve? Ve bunları FaceBook şirketleri ile de -yani facebook.com’a değil sadece bütün FaceBook şirketleriyle- paylaşabilirim. Bu konuya birazdan geleceğiz tekrar.

 

Dünya vatandaşları olarak birlikte güldüğümüz bir espiri var; FBI ajanlarının (ve bazen yerel istihbarat örgütlerinin) Sosyal Medya paylaşımlarımızı yargıladığı, güldüğü veya bize acıdığı ihtimali… Bu artık hayal değil. FBI ajanı olmasa da bir işe başvurduğumuzda potansiyel patronlarımız WhatsApp yazışmalarımızı istediği gibi filtreleyerek okuyabilir. Omzumuzun üzerinde sevap ve günahlarımızı yazan iki meleğe ek olarak birisi sürekli mesajlarımızı okuyor gibi aslında.

 

Neden Şimdi?

 

Çünkü Apple geçtiğimiz ay Facebook’un hareketlerini göstermeye başladı. Facebook hareketleri şu demek, bir virüs gibi telefonumuzun bütün bilgilerini, kendisiyle hiç ilgisi olmayan pil ömrü, ekran parlaklığı ayarı, nenemizin evi, saat dilimi, uygulama sürümü, telefonun işletim sistemi gibi bilgileri alıyor, depoluyor ve düzenli olarak kontrol ediyor. Yani bir kere bakıp çıkmıyor, telefonun içinde ne varsa düzenli olarak kaydediyor. 20 Kasım tarihli The Guardian makalesi detaylı olarak Apple ile Facebook kavgasını anlatmış. Aralarındaki mesele kısaca şu: hedef kitle belirlemede Facebook’un çok daha küçük gruplar oluşturması ve dataları detaylandırarak nereye gideceği belli olmayan bir depolama sistemine sahip olması. FaceBook 2020 yılında AB’ye binlerce Euro tazminat ödedikten sonra şimdi bu işi daha kitabına uygun yapmaya ve aslında şirketleri için sağlam bir gelecek yatırımı yapmaya karar verdi belli ki. Bu anlamda AB ile TR arasındaki temel fark, AB ülkelerine sözleşmeyi reddetme şansı verirken bize vermemiş olması. Çünkü Türkiye’de en çok indirilen ve sık kullanılan uygulama We Are Social’ın verilerine göre WhatsApp. Bu konuda Ab ülkelerinin önündeyiz.

 

 

Bunun FaceBook şirketleriyle alakası nedir peki? Bilindiği gibi FaceBook Instagram’ı da ağına dahil ederek sosyal medya tekeli olma yolunda ilerliyor. Ancak şirket aktiviteleri bununla sınırlı değil, Libra adında kripto para şirketi, Oculus Vr, firmalara videoların içerisine videoyu izleyenlerin ilgi alanlarının ve kitlenin daha iyi hedeflenebilme imkanı sunan LiveRail gibi farklı onlarca şirketi var. Merak edenler şuradan detaylı bilgi edinebilir. 

 

WhatsApp da FAQ kısmında detaylı olarak FaceBook şirketleriyle WhatsApp ortaklığını anlatmış aslında. Masumane bir biçimde diyor ki, biz bilgilerinizi FaceBook çatısı altında saklıyoruz, korkmayın dışarı sızmıyor.

 

FaceBook Bilgilerimizi Ne Yapacak?

 

Tıpkı FaceBook gibi kişisel bilgilerimizi hunharca toplamaktan hiç çekinmeyen Netflix’te yayınlanan The Great Hack belgeseli aslında FaceBook’un büyük bir iştahla bilgilerimizi neden topladığını çok detaylı biçimde anlatıyor. Üç temel amacı var FaceBook ve Zuckerberg abimizin;

 

  1. Bizi daha iyi tanımak.
  2. Bizi bir grubun içine dahil etmek.
  3. Bizi daha iyi tanıyan şirketlere bilgilerimizi satmak veya bu şirketleri de satın alarak bizim bilgilerimizi cüzdanımıza sızmak için kullanmak.

 

 

Bütün dijital davranışlarımızdan bir profil oluşturmak, bizi bir tüketici grubuna dahil etmek, eğer çıkıntı davranışlarımız varsa bunları da bize gösterdiği içeriklerle törpülemek ve nihayetinde bizi uysal bir tüketiciye dönüştürmek. Ben kapitalizm düşmanıyım, ikinci el kullanacağım diyorsanız onu da Instagram online mağazadan almanız. Seçimlerde önünüze özel videolar düşürerek desteklediğiniz adayın gözünüzden düşmesini sağlamak. Ve şu anda aklımıza gelmeyen, davranış biliminin ve psikolojinin cevap verebileceği, arzu, tüketim, kimlik meselesinde kesişen alışkanlıklarımızı değiştirmek, manipüle etmek, yönlendirmek.

 

Çünkü hepimiz parasını ödemediğimiz uygulamada birer ürünüz.

 

Sonuçta, bu kadar okuduk, siliyor muyuz WhatsApp’ı, Facebook'u, Instagram'ı?

 

 

 

Bu yazıya ilk yorumu siz yazın.