Üç Ya da İki Kere Değil Artık Hiçbiri: Selamlaşma Meselesi

Üç Ya da İki Kere Değil Artık Hiçbiri: Selamlaşma Meselesi


 

Kabaca tanımlamak gerekirse selamlaşmak “Ben buradayım” ve “Evet, farkındayım” demenin sesli ve dokunsal olarak ifade edilişine verilen ad. Kendi aramızda “Geldin mi?” şeklinde karşılanmalara henüz alışamamış ya da bunları terk edememişken, son moda küresel felaketimiz Korona virüsü münasebetiyle yeni selamlaşma türlerini icat etmek durumunda kaldık koca bir insanlık olarak.

 

Coğrafi ve dini temeller üzerine çeşitlenen selamlaşma, Türkiye için belki de en çok bir Metin Uca programında haka dansı izlediğinde en tuhaf haline ulaşmıştı. Oysa şimdi sahiden de Dünya liderlerinin ülkelerine tavsiye ettiği ve kendilerinin de toplantılarında kullandıkları farklı selamlaşma türleri ile karşı karşıyayız. Üstelik bunlara riayet edilmezse de bir nevi topun ucundayız.

 

1

Wuhan Selamı (Ayak Tokuşturmaca)

Kendi halinde mütevazi bir Asya şehri olabilecekken, ölümcül bir virüsü dünyaya salan Çin’de bulunan felaket şehri olarak ünlenen Wuhan, aynı zamanda bu felaketten doğan alternatif selamlardan birinin de isim babası. 3 Mart’ta Tanzanya’da henüz hiçbir vaka gözlemlenmemişken; devlet başkanı Magufuli, Darüsselam şehrinde muhalif politikacı Maalim Şerif Hamad’la toplandıktan sonra gazetecilere topuklarını tokuşturmak suretiyle poz verdi. O değişik ve insana kendi kendine “Evet, anlıyorum.” dedirten selamlaşma Wuhan selamıydı. Teması minimuma indiren bu yöntem, muhtemelen herkesin hayatında bir kez karşılaştığı şakak tokuşturmaya bir yönüyle de benziyor gibi.

 

2

Eyvallah Selamı

Bu selamı hayal ederken arka planında otomatik olarak mavi kareli ceket görüyorsanız, merak etmeyin, yalnız değilsiniz. İslami alt yapısıyla coğrafyamızda sıklıkla kullanılan bu selamlaşma şekli ile Recep Tayyip Erdoğan’ın Brüksel ziyareti esnasında NATO Genel Sekreteri’ne mukabele etmesi, “Eyvallah’ın” ününü sınır ötesine taşıdı. Muhafazakar kadınlar açısından; beklenmedik zamanlarda gelen tokalaşma tekliflerine nazik bir red cevabı olarak yıllardır kullanılan bu yöntem bakalım daha ne ölçüde yayılacak?

 

3

Namaste Selamı

Kelime anlamı “Sana eğiliyorum” olan namaste’yi bir dönem yogaya merak salanlar daha önceden duymuş olmalılar. Hindu selamlaşma biçimi olarak spiritüel yanı güçlü bu hareket, bir nevi Müslüman’ların rükusu hükmünde. Şimdiye dek Trump, Merkel, Macron, Netenyahu ve Prens Charles gibi pek çok dünya lideri, Korona krizinin ardından misafirlerini bu yöntemle selamladı. O zaman biz de elleri göğüs hizasında birleştiriyoruz, hafifçe eğiliyoruz ve şimdi ommmmmm.....

 

4

Dirsek Selamı

Aman birbirimize virüs transfer etmeyelim lakin dokunmaktan da geri kalmayalım derken ortaya çıkan tuhaf bir selamlaşma türü dirsek tokuşturmak. Ayak selamının bir benzeri olmakla birlikte şu an için onun kadar yaygın değil. Üstelik görünen o ki; dirsekleri denk getirmek de bir hayli zor gibi. Senin sağın, benim solum mu? Benim solum, senin solun mu derken çeşitli kafa karışıklıklarına yol açabilecek bu yöntem muhtemelen ülkemizde ve bütün dünyada pek de tercih edilmeyecek.

 

5

Sosyete Selamı

Yıllarca rujları birbirlerinin yanağına değmesin diye uzaktan öpüşen kadınlara kah imrendik kah tuhaf gözlerle baktık. Ama gün, onların günüdür. Diplomatik toplantıları ve resmi buluşmaları bir kenara koyarsak bu karantina günlerinin nihayetinde kim en sevdiği arkadaşıyla buluştuğunda ona kucak dolusu sarılacak? Bu bir vefa testi mi yoksa ihmal mi, cevabı belirsiz ama burada uzaktan havayı öpmek kurtarıcı olacak orası kesin.

 

 

 

 

Üç Ya da İki Kere Değil Artık Hiçbiri: Selamlaşma Meselesi

Bu yazıya ilk yorumu siz yazın.