Geçtiğimiz yıl bugünlerde, dünyadan haber almaya meraklı bir grup insan dışında hayat gailesi taşıyan ve kendi halinde yaşayan insanları fantastik bir süreç bekliyordu. Habersizlerdi ve habersizdik. Sokakların post apokaliptik filmleri andıracak kadar insansız, evlerin “Ben buraya nasıl sığacağım?’’ endişesi yaratacak kadar kalabalık sayıldığı günler hala sona ermiş değil. Bir ritüel olarak hepimiz, zaruri haftasonu karantinalarını, gönüllü evde kalma alışkanlıkları haline getirdik.

Başlangıçta ortaya çıkan “Ben bu evde ne yaparım ya da -kişi sayısına göre- biz bu eve nasıl sığarız?” sorusu, mekansal daralmaya karşı bireysel bir arayışa işaret ediyor aslında. Zaman, bir yanıt ya da seçenek sunmak yerine; insanın adaptasyonunu, bukalemunun kamuflajına denk düşürüyor. Karantinada yapılabilecekler listesi her geçen gün uzmanların yaratıcılığı ile şenlenirken; gerçekte olan sadece yeni dünyamız olan eve karşı sağlanan uyum çabası oluyor.

Sabah sekiz vapuruna yetişmiyor olmak, iş yerinden uzaktaki kahveciye yürümek yerine ketıla basmak, kampüsün bir ucundaki fakülteden yemekhaneye koşmamak ve daha buna benzer pek çok hareket gerektiren eylemden kopmuş olmak, insan için hayli zor. Ruhen ve en çok da bedenen. Ama bu konuda konsensüse varanlar olarak bir şekilde çözüm yolları aramış ve çağımızın bilge teyzesi, ordinaryüsü, güvenli limanı ve dahi bilirkişisi Google’a sormuş, danışmışız.

Buna göre mart ayının ilk haftası ve son haftasını kıyasladığımızda; Google’da evde spor, evde egzersiz ve yoga matı aramaları on katına çıkmış durumda. Evet abartısız, verilerin yalancısıyız. Bununla birlikte o tarihlerde Youtube’da yayınlanan video içerikleri de durumu doğruluyor. Maya büyütüp, herkesi “gadın anam” yapan ekmek pişirme fasılları, “Kusursuz lahmacun içi ve bir takım içli köfteler” (t)adında alternatif müzik grubu kurma fikirleri de sona erince işte sıra nihayet onları eritmeye geliyor.

Buna paralel olarak sözlüklerde spor yapmakla ilgili entry’ler mart ayı itibariyle katlandıkça katlanırken; dijital kulaktan kulağa Twitter’a göre, online spor aleti satan firmalar, eve kapanma döneminden sonra günlük satışlarını iki katına çıkarmış. Bir heves alınıp sonrasında ikinci el sayfalarda satılmaya uğraşılan yeni yeni koşu bantları eklenmiş talihe böylece.

Bireysel pratiklerimizle değilse bile; eşin dostun görüntülü arama ziyaretlerinde şahit olduğumuz bu anlarla bile verileri doğrulayabiliriz. Yani buraya kadar herşeyi biliyoruz ve bu bilgilere şaşırmayız. Çünkü biz artık şaşırmayı bırakanlardanız.

Tabii ki bu sadece adına “biz” dediğimiz bize has bir durum değil. Dünyada herkes evde hareketli olmanın yollarını arıyor. -Karantina süresince egzersiz yapmak için dışarı çıkabilme muafiyetine sahip ülkeler haricinde- Hal böyle olunca da “walk walk walk walk” nidaları yükseldi evlerimizde. Leslie’yi milyonlarca kez izledik. Milyon ve milyonlarca. “Walk at Home by Leslie.”

Leslie aslında herkese oldukça tanıdık biri. Ne sima olarak çocukluğunuzda hatırladığınız annenizin arkadaşına benziyor ne de ilkokul öğretmeninize. Öyle değil. 2000’lerin sabah kuşağı programlarından tanırsınız Leslie gibileri. Kadınlara ekran başında toplu egzersiz yaptıran uzmanlardır onlar. Evet, o diyet çayı tarifi ile leke giderici maske formülünün art arda verildiği programlar. Güleryüzlü, motive edici: sağ, sol, sağ, sol, tempo, daha hızlı, işte böyle hanımlar (yani good job!).

Pilates matı yerine step tahtası ve body shaperların popüler olduğu o yıllara göre şu an evde spor konusunda şanslı bir dönemdeyiz. Sabah saatlerini gözlemek yerine günün her saati, Leslie ya da türevleri ile istenilen uzunlukta yürüyüşler yapabiliyoruz. Aklınıza düştü birden yerinizden kalkıp Youtube’a Leslie yazdığınızda 30, 15,  20 dakika şeklinde opsiyonlar çıkıyor karşınıza ve yeni denediğiniz kek tarifi fırındayken ya da home office çalışmaya ara vermişken Leslie ile müsaitliğinize göre seri bir walkout yapabiliyorsunuz. Müthiş ki müthiş.

Kabul etmek gerek ki Black Mirror ya da 1984 benzetmeleri almış başını giderken evin içinde her şey normalmiş gibi yapmak hiç kolay değil. Üstelik daha evdeki çocukların durumundan bahsetmiyoruz bile. Çünkü bu yazı içerisinde çocukların, siz yürürken ayağızına takılma ihtimali göz ardı edilmiştir. Fakat sınırlarını ikametiniz ile belirlediğiniz dünyanın dışındaki dünyanın sorunlarının kafanıza takılma ihtimali yüzdeyüz konuya dahildir.

Takılanları bir şekilde açmak için, ben hala devam ediyorum, rutinler yaratmak ya da yerlerine yenisini koymak bir devam etme şeklidir diyenler için Leslie ile yürümek, yalnızca yürümek demek değildir. Yalnız yürümüyor olmak da demektir, herşeyin daha iyi olacağına da umut etmektir. O halde walk walk walk walk walk...

Not: Evde nasıl düzenli spor yapıyorsunuz sorularına, delicesine temizlik yaparak, ben hiç evde kalmadım ki o vapura koşanlar hala var ya da spor mu o ne diyen kadınları da tanıyor, anlıyor ve seviyoruz. Leslie’nin izlenme sayılarını hep birlikte görmezden geliyoruz.