Güneş Kremim Kanımda mı Dolaşıyor?

Güneş Kremim Kanımda mı Dolaşıyor?


Son zamanlarda medyada ürpertici başlıklarla sunulan bir konu var; "Güneş kremlerindeki UV filtreleri kanımıza mı karışıyor?” Kimyasal kelimesi yeterince rahatsız edici bir kavramken güneşin zararlı etkilerinden korunmak için kullandığımız güneş kremlerindeki kimyasal filtrelerin kana karışması düşüncesi bizi daha da tedirgin edebiliyor. Bu durumda güneş kremi kullanmamak daha mı iyi? Yoksa güneşin zararlı etkilerine karşı korunmak için daha doğal içerikli ve zararsız kremler tercih edebilir miyiz? 

 

Gelin işin aslına bir bakalım...

 

Güneş kremi meselesi, ABD Gıda ve İlaç İdaresi'nin (FDA) Amerika Birleşik Devletleri'nde satılan güneş koruyucu ürünlerinin çoğunun içerik gerekliliklerini güncelleyeceğini açıkladığında başladı. Güneşten korunmanın güvenli olup olmadığı sorusu güzellik uzmanlarından bloggerlara herkesin gündemindeydi artık. FDA, “hastalığı teşhis, iyileştirme, hafifletme, tedavi etme veya önleme amaçlı” her şeyi bir ilaç olarak sınıflandırır. Güneş koruyucular da bu sınıfa girer, çünkü güneş kremi, cildinizi güneşten korumada kilit bir rol oynar. 

 

SPF 30 veya daha üstü olan geniş spektrumlu bir güneş koruyucu kullandığınızda;

  • Cilt kanseri geliştirme riskinizi azaltır,
  • Güneş yanıklarını önler,
  • Cildinizdeki yaşlanma belirtilerini azaltmak gibi hayati önlemleri almış olursunuz.

 

Evet, güneş koruyucu kullanmak gereklidir ve güvenlidir. Dermatologlar da bunu tavsiye ediyor. Bilimsel çalışmalar cilt kanserine karşı korunmak için düzenli olarak kullanılması gerektiğini söylüyor. FDA, Amerikalılara güneş koruyucu kullanmaları gerektiğini söylemeye devam ediyor. Peki sorun ne, FDA'nın daha fazla güvenlik verisi istediği 12 maddeden herhangi birini içeren güneş koruyucuları kullanmayı bırakmalı mıyız?

 

FDA daha fazla veri isterken, malzemelerin güvensiz olduğunu söylemedi. Halktan bu malzemeleri içeren güneş kremlerini kullanmayı bırakmasını istemiyor. Olan şu, FDA tarafından yapılan yakın tarihli bir çalışmada dört güneş koruyucu bileşenleri incelendi ve bu bileşenlerin vücuda emiliminin, ek güvenlik verileri ihtiyacını desteklediğine karar verildi. Bununla birlikte çalışmada, verilerin bir kişinin sağlığı üzerinde etkileri konusunda net bir sonuca varılmadığını, önce daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulacağını belirildi. Önemli olarak, çalışma yazarları bireylerin güneş kremi kullanmaya devam etmesi gerektiğini belirtti.

 

Eğer sağlık meselesinde bu kadar büyük bir olaya sebebiyet veren konuyu bilmek isterseniz temel araştırma şu: Cildinizin güneşten koruyucu maddeleri ne kadar emdiği ve güneş koruyucusunu emmenin cildinize veya vücudunuza etkisi olup olmadığı… 

 

 

Nedir Bu Filtre Meselesi? 

 

Cildimize sürdüğümüz tüm ürünlerin belli bir miktarı cilt tarafından emilir ve dolayısı ile vücudumuza karışır. Güneş kremlerinde kullanılan filtrelerin bir kısmı zararlı olarak sınıflandırılır. Güneş kremlerinde fiziksel (mineral ) ve kimyasal filtreler olmak üzere 2 çeşit filtre kullanınılır, kimi kremlerde tek filtre kullanılırken kimisinde her iki filtre çeşidi de bulunabilir.

Bu filtreleri farklı kılan ise güneş koruma yöntemleridir .

Fiziksel filtreler cildin üst katmanında bir tabaka oluşturarak tıpkı bir ayna gibi gelen güneş ışınlarını yansıtarak ciltten uzaklaştır. Kimyasal güneş filtreleri bu ışınları emerek cilde ve cildin alt tabakalarına geçişini, dolayısı ile zararlarını da önlemiş olurlar. Burda insanları korkutan şey ise endokrin (hormonal salgı ) etkileyici ve zararlı kanserojen etki yaratabilecek maddelerin emilimiyle kana karışması oluyor.

 

Kana karıştığı, hatta anne sütü ve hamilelerde amniyon sıvısında rastlanıldığı öne sürülen fitre çeşitleri ise kimyasal fitre gurubuna ait maddeler. Amerika Hastalık Kontrol Merkezi en popüler UV filtresi olan oksibenzonun, her iki cinsiyette de 6-70 yaş arası Amerikalıların % 96,8'inde bulunduğunu doğruladı. Diğer çalışmalarda, emziren annelerin % 85.2'sinin anne sütünde bir veya daha fazla UV filtresi olduğunu ve hamile kadınlarda 3. trimesterde amniyosentez yapılan hastaların % 99'unun amniyotik sıvıda oksibenzon olduğunu doğrulandı.

 

Ayrıca bazı filtre çeşitlerinin endokrin sistemi de etkileyip kısırlık, uterin, endometriozis, PKOS, erkek kısırlığı, üreme kanserleri, meme kanseri ve prostat, yenidoğan, çocukluk çağı bozuklukları (astım, DEHB ve otizm), nörodejeneratif problemler (Parkinson ve Alzheimer hastalığı) ve metabolik bozukluklar, obezite ve tip 2 diyabete kadar önemli ve korkutucu hastalıklara sebeb olabileceği ortaya çıktı. FDA'yı harekete geçiren de bu gibi olumsuzlukların araştırılıp sorumlu maddelerin tespit edilmesi oldu. Daha iyi daha güvenli uygulama için çalışmalar devam ediyor.

 

Hangi İçeriklere Dikkat Edelim?

 

Bu noktada kaçınmamız gereken güneş koruma filtrelerinin emilim oranlarının yüksekliği. Dolayısıyla etiket okumayı alışkanlık haline getirmek ve mutlaka içeriklere bakmak gerekiyor.  Şüphelenilen ve dikkat edilmesi gereken içerikler ise şunlar; 

oxybenzone, avobenzone, homosalate, oktisalate, oktokrilen, normal oktinoxat (kapsüllenmemiş) ve 4-metil benziliden kafur ile birleştirilmişlerse

 

Peki güvenilir güneş kremi filtreleri nelerdir? 

 

Fiziksel güneşten koruyucuların cilt yüzeyinde kalması ve emiliminin de diğer filtreye göre daha az olması onları daha güvenilir kılıyor.

En sık rastalanan ve güvenli sayılan içerikler şunlar;

Çinko oksit, titanyum dioksit, kapsüllenmiş oktinoksat, ecamsül (Mexoryl SX ™), bemotrizinol (Tinosorb S ™), bisoktrizol (Tinosorb M ™), polisilikon -15 (Parsol SLX p™), izokoarinol, oktil triazon ve bisülizol (Disolio Neo) AP ™). Hiçbiri hormon bozucu değildir ve sadece oktil triazon bir fotoalerjendir. “İstenmeyen”, kan içine geçen tüm küçük moleküler ağırlık filtrelerinin hormon bozucu maddelerden şüpheleniliyor ve alerjin etkisinden endişe ediliyor .

 

Sözün özü, içiniz rahat bir tatil geçirmek ve ailenizi, kendinizi korumak için en güvenilir yöntemlere başvurun:

 

  • Mümkün olduğunca saat 10-14 arası güneşe savunmasız bir şekilde çıkmayın.
  • Güneş gözlüğü uzun kollu açık renkli giysiler ve şapka işinizi kolaylaştıracaktır.
  • Güneş kremi kullanmaya devam etmeyi ihmal etmeyin ve 2 -3 saatte bir yenilemeyi unutmayın.
  • Güneş kremi konusunda ise güvenilir dermo-kozmetik markaların en az SPF 30 ürünleri ayrıca bebek ve çocuklar için üretilen allerjen madde ve kimyasal filtre kullanımı az olan kremler içinizi daha rahat ettirecektir.

 

Her cilt tipine uygun kremler için alışveriş sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. 

Bu yazıya ilk yorumu siz yazın.