Hepimizin bildiği, sık sık duyduğu, cümle içinde kullandığı, maruz kaldığı kelimeler var. Maruz kalınca anlayamadığımız, adını koyduğumuzda yaşadığımız o kötü hissi anlamlandırdığımız durumlar gibi. İşte o kelimelere yakından bakalım, sevenle sövenin ayrıştığı o toksik kelimeleri bir de bu gözle görelim.
Nedir bu toksik kelimeler? Şekerin altına gizlenmiş, özgüvenimizi, özgürlüğümüzü, kendimiz üzerindeki duygularımızı hedefleyen, durduk yere moralimizi bozan, hakaret veya küfür desek asla da olmayacak cümleler. Tatlı tatlı işlenmiş pembe dizi cümleleri gibi. Doğrudan bir insanı hedef alan, ama neyi eleştirdiği tam belli olmayan, ince ince zehirleyen cümleler…
Bazen nasıl bir zehre maruz kaldığımızı hemen anlayamayabiliyoruz. Olayların yaşandığı o ana uzaktan bakınca değişen algılar, kelimelerin gücünü bize daha iyi gösteriyor. İş hayatı, özel hayat ya da aile hayatınız da dahil olmak üzere bu kelimeler her yerde; bazen gelen bir mailin ilk cümlesinde saklı, bazen de bir sevgi sözcüğüne gelen ekte.
E Bu Mobbingmiş
Toksik kelimelerin etkisi bulunduğu konsepte göre değişse de iş hayatındakilerin aşina olduğu mobbing kavramının kesişim kümesinde. İş verenin “tatlım” diye hitap ediyor olması ya da isminize eklenen iyelik ekinin bir uyarıya dönüşmesi gibi şeyler. “AyşeCİM, dosyalara bakalım mı? ZeynepÇİM bence projeyi gözden geçirmek lazım” gibi. İlişkilerde sevdiğimiz güzelimler bebeğimler iş hayatında birdenbire ekşimiş sütü kafaya dikmişiz etkisi uyandırabiliyor. Bey ya da hanım diye hitap ettiğimiz saygıdeğer patronumuz “Tatlım, bu böyle olmamış yalnız” dediğinde mideye kramplar giriyor, yüz buruşuyor ve pek tabii motivasyon kaybı yaşanıyor. Çünkü bu, patronun ağzında küçümsemeyle karışık toksik bir sözcüğe dönüşüyor. Kafamızdaki hiyerarşiyi bir kenara bırakalım, hiçbir patronun kimseyi böyle küçümsemeye hakkı yok.
Aile İçi Toksikolojiye Giriş
Özel hayatımızda durum biraz farklı. Çünkü patronun aksine insan eşiyle, sevgilisiyle kavga edebiliyor. Üstelik bu toksik kelimelerin en hovardalık ettiği platform ikili ilişkiler. Bebeğim, meleğim, yavrum gibi sahiplenici ve yer yer de toksik maskülenite zilleri çalan hitap şekilleri oldukça yaygın. Hatta bazen isimle hitap ortada büyük bir problem olduğu hissiyatı uyandırabiliyor.
Hal böyle olunca aslında yetiştirildiğimiz, hayatımıza giren ilk insanlar olan ailelerimize dönüp baktığımızda da babanın anneye, annenin babaya, babanın çocuklarına gibi sonsuz permütasyondaki hitap şekillerini gözlemleyerek şimdiki bilincimizle şaşkına da dönebiliyoruz. İlk eğitim okulu olarak görülen ailedeki bu kavram hem ikili ilişkileri etkileyen hem de sonrasında iş hayatını etkileyecek büyük bir mekanizmaya dönüşüyor. Canım, cicim sevgi sözcükleri istemediğiniz bir şeyi yapmaya çalıştığınızda agresyon içeren toksik sevgi sözcüklerine dönüşebiliyor. Bazen de ekler toksikleşiyor, isminizin yanına geldiğinde.
Şimdi yeniden başa dönelim, çünkü aklımıza bir şey geldi.
Türk Dil Kurumuna göre toksik sözcüğü sağlığa zararlı, zehirli anlamına geliyor ve Britney Spears'ın da bir bildiği vardı. Şimdilerde #freeBritney olarak hafızamızda yer alan Britney Spears belki de toksik babasına sesleniyormuşçasına toxic nağmelerini sıkça geçirdiği şarkısı Toxic’de bu durumdan bir hayli şikayetçiymiş.
O yüzden “Güzelim, kullandığın kelimeleri daha dikkatli seç olur mu tatlım?”