Film Ekiminde Ne İzleyelim?

Film Ekiminde Ne İzleyelim?


 

İstanbul’un Film Ekimi bu yıl 4-13 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek. Cannes Festivali’nin ardından Film Ekimi seçkisi de şekillenmeye başlamıştı ancak bu yıl İKSV’nin listesinde yeni filmler de var. Bolca İkinci Dünya Savaşı, iç savaş, parçalanmış hayatlar, metaforlar ve ölüm sorgulaması göreceğimiz festivalde bu yıl kuir temalar da göze çarpıyor. Ama elbette sanat filmi izleyicisinin olmazsa olmazı siyah-beyaz filmler ve 35 mm'ler festivalimizin baş köşesinde. daire.iki editörlerinin hazırladığı Film Ekimi listesi burada, sizin en merak ettiğiniz film hangisi? Atlas, Beyoğlu ve Rexx sinemalarında izleyebileceğiniz filmlerin biletleri için filmekimi.iksv.org sayfasını ziyaret edebilirsiniz (eğer tükenmediyse).

 

Annelerimiz (Nuestras Madres)

 

 

Annelerimiz Cannes ödüllü yönetmen César Díaz'ın otobiyografik izler taşıyan ilk filmi. Askeri cunta sırasında militan olan babasının ortadan kaybedilişine dair politik bir belgesel niteliği de taşıyor film. Guatemala'da 200 bin'den fazla kişinin hayatını kaybettiği iç savaşın arkasında büyük bir karanlık ve acı bırakan faillerinin 2018'de yargılanmasıyla savaşa ilişkin hatıraların canlanmasını konu alıyor film. Annelerimiz, sözlü tarihin en güvenilir kaynakları olarak toplumsal hafızamıza ve derinliklerine de işaret ediyor. Belçika’nın Oscar adayı olan filmin oyuncu kadrosunda; Armando Espitia, Emma Dib, Aurelia Caal ve Julio Serrano Echeverría gibi festival izleyicisinin aşina olduğu güçlü oyuncular var.

 

Bacurau 

 

 

Gizemli bir hikayeye tanıklık edeceğimiz Bacurau Cannes Jüri Özel Ödülü'nü, Münih Film Festivali'nde ise "En İyi Film" ödülünü kazandı. Filmin hikayesi Brezilya'nın kırsalında anaerkil düzende yaşayan köy halkının resmi haritadan silindiklerini farketmeleriyle başlıyor. Devamında gelişen olaylar gizem ve gerilim türünü sevenlerin bayılacağı bir tempoda ilerliyor. Usta oyuncu Udo Kier'in neredeyse tek başına sırtlandığı bazı sekanslar uzun süre zihninizi meşgul edecek. 

 

Burası Cennet Olmalı (It Must Be Heaven) 

 

 

Cannes’da FIPRESCI Ödülü alan Filistinli yönetmen Elia Suleiman’ın Burası Cennet Olmalı (It Must Be Heaven) filminde Şair Mahmud Derviş’in “Nereye uçar kuşlar, son gökten sonra?” sorusunun cevabına odaklanıyor. Yönetmen Suleiman, filminde ES adındaki karakteri kendisi canlandırıyor. Trt ortak yapımı olan Film, Paris’ten New York’a kadar giden, ancak nereye giderse gitsin Filistin’in hep peşinden geldiğine tanık olan ES’in, kendisine yeni bir vatan arayışını anlatıyor. Filistin’in Oscar adayı da olan film; ulus, kimlik ve aidiyet kavramlarına değiniyor. Filmde, Elia Suleiman’ın yanı sıra Tarik Kopti, Kareem Ghneim ve Gael Garcia Bernal gibi isimler de var.

 

 

Boyalı Kuş

 

 

Ünlü yazar Jerzy Kosinski’nin 1965 yılında kaleme aldığı aynı adlı romanından uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda Václav Marhoul oturuyor. Kitabın ilk sinema uyarlaması olan film, kitapla paralel pastoral manzaraları İkinci Dünya Savaşı'nın yıkımı ve dehşetiyle harmanlıyor. Bir çocuğun peşinde Doğu Avrupa'da köy köy dolaşan kamera masumiyetin nasıl ihlal edildiğini ve çocuk ruhunun savaş karşısında nasıl parçalandığını hissetmenizi sağlıyor. Oyuncu kadrosunda Petr Kotlár, Udo Kier, Stellan Skarsgård ve Harvey Keitel gibi oyuncuları barındıran siyah-beyaz film Çekya'nın Oscar adayı. 

 

 

The Straggering Girl 

 

 

Sinema ve modayı buluşturan The Straggering Girl, Call Me Your Baby ve Suspiria filmlerinden bildiğimiz yönetmen Luca Guadagnino’nun 35 dakikalık kısa filmi. Film boyunca Valentino moda evinin yaratıcı direktörü Pierpaolo Piccioli ile beraber moda dünyasında etkileyici bir keşfe çıkıyoruz. Nefis bir görselliğe sahip olan filmin başrolünde ise Gloria Bell’den tanıdığımız Julianne Moore yer alıyor. Cannes’da Yönetmenlerin 15 Günü seçkisinde yer alan The Straggering Girl sinematografik bir estetik ve moda deneyimi sunuyor. 

 

 

Gizli Bir Yaşam (A Hidden Life)

 

 

Terrence Malick'in bu yıl Cannes yarışına girdiği yeni filmi. Festivalden eli boş dönmüş olsa da dayandığı yaşanmış hikaye oldukça güçlü ve film boyunca üst anlatı olarak seçilen İkinci Dünya Savaşı odağından kendinizi sıyırmayı başarırsanız, savaşmayı redderek idam edilen Avusturyalı çiftçi Franz Jägerstätter'in hayatı militarizm ve vicdani red üzerine güçlü mesajlarını okuyabilirsiniz. Filmin kadrosunda August Diehl, Valerie Pachner, Bruno Ganz ve Matthias Schoenaerts gibi oyuncular var.

 

 

Üzgünüz Size Ulaşamadık (Sorry, We Missed You)

 

 

Sinema öyküsünde işçi sınıfını perdeye yansıtan yönetmen olarak bilinen Ken Loach’un Üzgünüz Size Ulaşamadık filmi Newcastle’da geçiyor. Film, sözleşmeli çalışanların sıkıntılarından yola çıkarak Ricky ve Abby’nin hikayesine odaklanıyor. Filmin oyuncu kadrosunda Kris Hitchen, Debbie Honeywood, Rhys Stone ve Katie Proctor gibi oyuncular var. Ken Loach’ın filmi Cannes’da Altın Palmiye için de yarışmıştı.

 

Little Joe 

 

 

Bu yılın merakla beklenen filmlerinden biri olan Little Joe, bekâr bir anne olan Alice’in yeni türler geliştirme işiyle uğraşan bir şirkette çok güzel ve özel bir değeri bulunan kızıl bir çiçeği tasarlaması ve oğluna hediye etmesiyle süregelen olaylar zincirini anlatıyor. İlk etapta bilimkurgu gibi görünen film, dram ve komedi tarafının ağır basmasıyla izleyiciyi şaşırtıyor ve güçlü bir film olarak sinema tarihinde yerini alıyor. 

 

Parasite 

 

 

72. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye alan Güney Kore filmi Parasite, işsiz bir ailenin türlü hilelerle zengin bir evde işe başlama hikâyesini sıra dışı bir şekilde anlatıyor. Farklı sosyal sınıflar üzerinden etkileyici bir toplumsal eleştiri sunan Parasite’nin yönetmeni Bang Joon-Ho, gelir eşitsizliğini hicivden beslenen mizahi yönünü kullanarak ustaca gözler önüne seriyor. Bizleri metafora doyuran film, Güney Kore’nin en ünlü aktörlerinden Song Kang-Ho ve Lee Sun-Kyun ile K-Pop sevdalısı gençlerimize sinema aşkı aşılama misyonu edinmiş. 

 

Liberte (Freedom) 

 

 

Fransa aşırı ahlakçı kralı 16. Louis'den kaçıp Almanya ormanlarına sığınıp burada hazzın peşine düşen bir grup asilzadeyi anlatıyor. Dünya prömiyerini Cannes'da yapan film, yönetmeni Albert Serra'ya "Jüri Özel Ödülü"nü kazandırırken, bizlere de aile kurumuna yeni bir bakış vaadediyor. 

 

Chambre 212 (On A Magical Night) 

 

 

Geçtiğimiz yıl Filmekimi'nde Sorry Angel- Beğen, Sev ve Hemen Kaç filmiyle izlediğimiz Vhristophe Honoré bu yeni romantik komedisinde 20 yıllık eşini terk ederek evinin karşısındaki bir otele yerleşen ilginç bir kadını konu alıyor. Kendi hayatını gözlemleneyen kadını canlandıran Chiara Mastroianni bu performansıyla Cannes Film Festivali'nde Belirli Bir Bakış bölümünde "En İyi Kadın Oyuncu" ödülüne layık görüldü. 

Bu yazıya ilk yorumu siz yazın.