Ganalı Bir Londralı: Sheila Northley

Ganalı Bir Londralı: Sheila Northley


Uluslararası alanda ödüller yazar ve yapımcı Sheila Nortley, bütün kadınların tanımasını istediğimiz önemli bir figür. Dil ve anlatı üzerindeki erilliği kırarak kadınların kendi seslerine sahip çıkmaları konusunda çok önemli çalışmaları var. Sheila Nortley, Müslüman, kadın ve sanatçı olarak kendi yaşamı, işi ve dilinin gücünü ele alması konusunda entelektüel olarak kafası çok net bir kadın ve biz de onu sanatı üzerinden tanımak istedik. 

Müslüman bir kadın başka gözlerce nasıl bilinebilir? Genellikle bir ekranın ardından, o ekrandaki görüntüyü hazırlayan ve sunan her kimse onun açısından gösterilen bir imgedir çoğunlukla Müslüman kadın. Genellikle bir simge ile desteklenen etiketleme, toplumun kesimlerinden bir kesim olarak, bir grup insan olarak yakından bakmaya tenezzül edilmemişse eğer, bir etiketle tanınan bir kadındır. Bu, sadece batılı ülkeler için değil yer yer ülkemiz için bile geçerli bir durum değil mi?

Ama biliyoruz ki tıpkı insanlığın kendisi gibi Müslüman olmak da kendi içinde değişen bir pratik, bir inanma ve yaşama pratiği. Farklı boyutlar var ve bunlar kültürel arka plan, bakış açılarının çeşitliliği ve o topluluğun kendi öyküsü gibi bambaşka etkenler tarafından belirleniyor. Ve bu öyküler ne yazık ki genellikle ötekileştiriliyor, bir tipe indirgeniyor ve kolayca kutulanıp bir kenara kaldırılabilir hale geliyor. Suriyeliler, Araplar, Örtülüler… Güçlendirme ise bu ötekileştirilmiş grup kontrolü ele aldığında ve kendi hikayelerini kendi ses ve araçlarıyla anlatmaya karar verdiğinde başlıyor. Marjinaller ve ötekilerin hikayeleri mutlaka kendileri üzerine olmak zorunda değil elbet, aslında daha önemlisi kendilerine öteki olanların hikayelerini anlatmaları. Herkes azınlık bir grubun hikayesini anlatabilir, ki aslında yıllardır medyada gördüğümüz bu, azınlıkların ancak çoğunluğun aracılığıyla görünür olması. Sheila’nın yaptığı kendi aracını seçmek, kendi hikayesini toplumsal örgünün ilmeği olarak görüp bütünü anlatmak. 

  Sheila Nortley ötekileştirme, azınlıklar ve kendi sesine sahip çıkma konusunda epeyce kafa yormuş bir yönetmen. “Herkes azınlık gruplarının hikayesini bilir. Bence artık ötekileştirilmiş grupların kendi hikayelerini anlatması ve diğerlerini kendi gözlerinden anlatmaları gerekiyor” diyor BBC’ye verdiği bir röportajda. 

Sheila Nortley 2003 yılında yazık yönettiği yönettiği kısa filmi “Eddie’s Bar” ile uluslarası alanda ödüller de kazanmış bir yönetmen. 2006 yılından beri kabul almanın zorluğuyla bilinen Brunel Üniversitesi’nde Medya ve İletişim alanında akademik çalışmalar yapıyor ve aynı zamanda kurduğu prodüksiyon şirketini yönetiyor. Özellikle müzik klibi, kısa film ve belgesel alanında isim yapan şirketinin en büyük işlerinden birisi kendi projesi olan The Hydra. Film, British Film Institute tarafından en iyi film alanında BFM ödülüne layık görüldü. 

 

 

Shelia tam bir Londoner, Londra’da doğmuş ve büyümüş ancak ailesi Batı Afrika, Ghana’lı. Bir hikaye anlatıcısı (ve belki de modern bir meddah) olarak Sheila öykünün gücü konusunda bilinçli ve hatta bu güce tutkulu. Bir hikayenin izleyicinin zihninde ve bilincinde yaratabildiği dönüşümü çok önemsiyor. “kendimden adeta kanırtacak ürettiğim şeylerin gücünü her zaman farkındaydım” diye açıklıyor. “bu yüzden de dikkatli olmaya çalışıyorum ve bu sorumluluğun yüklediğine saygı duyuyorum”. 

Ameen Dream Entertainment gibi bir çok prodüksiyon şirketi için de çalışan Sheila Zion’un yanısıra Victim ve David is Dying gibi ödüllü işlere imza attı. 2011 yılının Kasım ayında Sheila BYA ödülleri için aday olma hakkı kazandı. Zion, ki heyecanla beklenen bir aşk hikayesiydi, eleştirmenlerden tam not aldı, ayrıca en iyi film ve senaryo ödüllerine layık görüldü. 

Sheila daha geniş bir izleyici kitlesine ulaşmaya o zamandan kararlı bir yönetmen olarak Sebastian Thiel adlı genç yönetmenle işbirliğine gitti ve birlikte “Illegal Activity” adından bir kısa film çektiler. Stereotipler üreten kent filmlerinin gençler üzerinde etkisi ve üretimine katkıda bulunduğu ön yargıları okumaya çalışıyor bu film yanı zamanda. Film Warner Bros, Google Yönetim binası ve BAFTA ödül töreninde gösterildi, dolayısıyla kısa sürede her yerde karşımıza çıkar oldu. 

 

 

 

 

 

Ardı arkası gelmeyen övgüler alan Sheila 2016 yılında Sanat ve Kültür Alanında Geleceğin Kadını ödülüne layık görüldü ve Buckingham Sarayı’na davet edildi. 

Müslüman bir kadın olarak güçlü ve onurlu bir yolculuğu var Seila’nın ve asla yavaşlamaya niyeti yok. 2018 yılında gösterime hazır olan son filmi “The Strangers” distopik bir yaz filmi. Dikkat çeken hikayesi ve yarattığı özgün dünya ile kendi bakışından günümüzün sosyal problemlerini ifade ediyor. The Strangers kolayca ilişki kurabildiğimiz kahramanları ve dimanik karakterleri ile inanç ve kültür meselesini komplo/gerilim filmine yedirmeyi başarmış. Başarılı yönetmenin seçtiği türün de rastgele olduğu söylenemez, BBC’ye verdiği röportajda her gün yaşadığımız gerilimin bizi sonunda başka bir insana dönüştürdüğünü söylüyor. The Strangers için tasarladığı dünya o kadar da uzak olmayan bir gelecekte, dolayısıyla hepimizin aslında tanıdığı bir yer. İnternet ve küreselleşmeye rağmen -belki de bunların ürettiği sanallık sayesinde- git gide daha bencil, daha cahil bireylere dönüşüyoruz ve yanıbaşımızda yaşananlara dahi duyarsız kalabiliyoruz. Farklı milletlerde ve ırklarda yaratıldık ancak bu birbirimizi gerçekten tanımaya engel midir? Ya da bu dünyada inanç diye bir şey hiç olmasaydı nasıl bir yer olurdu? İfade özgürlüğü dediğimiz şeyden tamamen vaz geçseydik? İnsan ruhunun dirençliliği ve aslında bütün incelikleri yok etmeye yeminli bir dünyada yaşama üzerine içtenlikli bir film olmuş. 

HİKAYENİN BAŞLANGICI 

Sheila’nın filmle ilişkisi çok erken başlamış, 9 yaşındayken annesinin aldığı oyuncak kamera ile kardeşleri ile kuzenlerinin başrol oynadığı filmler ile.. Oyuncak kameranın sınırlılığı bir yana, siyah-beyaz çekim yapması ve VCR’a bağlı olma zorunluluğu Sheila’yı engellememiş ve o yaşlardan beri medya alanında çalışmayı kafasına koyduğunu söylüyor. Medya ve İletişim bölümünden mezun olduktan sonra prodüksiyon asistanı olarak çalışmaya başlayan Sheila zaman kaybetmeden kendi filmleriyle karşımıza çıktı.  

Film yapmak Sheila için 2008 yılında British Film Instute’ın düzenlediği BFM Ödülleri’ne layık görüldüğü anda bir hobiden gerçek bir mesleğe dönüşür. Kendi ifadesiyle artık hikayesini anlattığında onu dinleyeceklerini biliyordur. 

Son zamanlarda Bernard Kordieh ikle Squares V2 adını verdiği bir proje üzerine çalışıyor Sheila Nortley. 2018 yılının sonunda çekimlerine başladığı filmi yine distopik bir bilim kurgu ve Antik Mısırlılar ile uzaylıların ruh arayışında karşı karşıya getiriyor. Aynı zamanda Penny Appeal adlı yardım kuruluşu ile birlikte The Strangers filmi için gösterimler düzenliyor. 

Instagram: www.instagram.com/sheilanortley

Facebook: www.facebook.com/naimah.nortley

Bu yazıya ilk yorumu siz yazın.