Yeni Trend: Kripto Parayla Dijital Sanat

Yeni Trend: Kripto Parayla Dijital Sanat


 

Geçtiğimiz günlerde sanat dünyası, tamamen dijital bir ortamda üretilen, Beeple adıyla bilinen Mike Winkelmann’ın ilk NFT tabanlı işi “Everdays: The First 5000 Days”in; Christie’s Müzayede Evi’nde 69.3 milyon dolara satılması ile yeni bir trende daha merhaba dedi. Şaşırtıcı olan ilk defa dijital yani fiziksel bir varlığı olmayan bir eserin bir müzayedede bu rakama satılmasıydı.

 

Tabii bu çılgınlığın kokusunu alan çok sayıda dijital sanatçı, müzik grubu ve spor kulübü harekete geçti ve daha önce bedava olan dijital ürünlerini bu yolla maddi gelire dönüştürebileceklerini keşfetti. Adı açıklanmayan bir alıcı NBA oyuncusu LeBron James'in smaç klibine 208 bin dolar ödedi. Milyarder girişimci Elon Musk, NFT için yazdığı şarkıyı satışa çıkardı ve 1.1 milyon dolarlık teklife rağmen şarkıyı satmaktan vazgeçtiğini söyledi. 21 martta ise başka bir açık arttırmada NFT ile sertifikalanarak satılacak şey bir tweet oldu. Fenerbahçeli futbolcu Mesut Özil de geliri yardım kuruluşlarına bağışlanacak bir NFT ortaklığı yaparak, kendi ifadesi ile "Geleceği kucakladı". Eser için tıklayınız.

 

Bizlere -en azından bana- hala okuduğu kitabın satırlarını kurşun kalemle çizen, not defteri kullanan, satın aldığı esere dokunmaktan, karşısına geçip saatlerce izlemekten müthiş zevk alan kimseler için tüm bunlar kulağa çılgınca geliyor. Nasıl yani bir yığın para vereceğim ama elimde tutabileceğim bir eser olmayacak! Daha Bitcoin nedir, yeni yeni çözmüşken, bir de NFT tabanlı dijital sanat eserleri düştü gündemimize. Haliyle merak saldık ve içine daldık. Peki nedir bu en-ef-ti? 

 

En basit haliyle NFT dijital sertifika. Açılımı “non-fungible token” yani “değiştirilemez token”. Diyelim ki siz dijital ortamda bir eser üretiyorsunuz ve bu eser NFT ile sertifikalanıyor. Yani NFT eserin tapusu, imzası oluyor. Her eserin sertifikası sadece ona özel. Dolayısıyla NFT’ler kripto sanat dünyasında herbiri otantik bir sanat eserinin maliki olmayı temsil ediyor. Bu sanat eserlerinin fiziksel bir varlığı yok. Yani bir resim gibi duvara asılmıyor, bir heykel gibi bir yerde durmuyor.

 

NFT'ler tıpkı Bitcoin ve diğer kripto para birimleri gibi, blockchain (blok zinciri) teknolojisini kullanıyor fakat NFT bir değişim aracı ya da para birimi değil. Her NFT’nin değeri birbirinden farklı ve bir endeks gibi sabit bir değer üzerinden takip edilemiyor. Dijital bir imza üzerinde sanat eserinin yaratıcısı, ne zaman ve kime satıldığı bilgileri alıyor. Diyelim ki bir NFT satıldı ve eserin sahipliği el değiştirdi. Bu durumda sertifikalı olan eserin sahibi telif haklarını koruyor.

 

Farkı anlatmak için şunu örnek verebilirim; İngiliz ressam David Hockney'nin 2018 yılında bir resmi 90,3 milyon dolara el değiştirdi. Detay için tıklayınız. Ancak Hockney bu satıştan hiç pay almadı. 1972 yılında aynı resim 18 bin dolara satılmıştı. NFT sayesinde ise, sanatçı müzayede şirketlerini aradan çıkararak, doğrudan alıcılara ulaşabildiği gibi, satılan dijital eserin yeniden el değiştirmesi üzerinden de komisyon alabiliyor. 

 

Alana Edgington’un ETHical adlı resminin dijital imajı, 17 bin 490 ABD doları’na satıldı.

 

Meseleyi daha da açacak olursak; diyelim ki dijital cüzdanınızda bir adet bitcoininiz var -58 bin dolar- ve bir arkadaşınızın da. Bu iki bitcoin aynı tarihlerde eşit değere sahiptir. Onları gelecekte bir gün aynı anda realize etmek isterseniz ikisinden elde edilecek gelir aynı olacaktır. Fakat bu durum iki NFT eser için geçerli değildir. NFT eserler kendi değerini belirleyen özgün parametrelerden oluşur. Bunun gerçek hayattaki karşılığı ise şöyle açıklanabilir. Elinizde bir ressamın bir tablosu var, arkadaşınızın elinde de yine aynı ressamın başka bir tablosu var. Bu iki tablonun maddi değeri birbirinden farklı olsa da miktar olarak ikisi de bir tablo. Bu durumda NFT tutmak bir koleksiyon ürünü tutmaya benziyor. Dolayısıyla internetten kolayca indirilebilen dijital işlerin nasıl milyon dolarlara alıcı bulabildiğini sahip olduğu NFT sertifikası açıklıyor. 

 

Özellikle dijital işler yapan sanatçılar bu yeni açılımı sanat pazarındaki demokratikleşmenin bir göstergesi olarak yorumluyor. NFT ile satış rekoru kıran Beeple bunun sanat tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu düşünüyor. Galericilerin, sanat simsarlarının ve değer belirleyen kurumların aradan çekilmesiyle artık kendisini izleyenlere direkt olarak ulaşabilmesini, bir aracıya ihtiyacı olmamasını bu demokratikleşme adına önemli bir adım olarak görüyor.

 

BBC dünya servisinden Rebecca Thorn imzalı bir haberde Alana Edgington isimli ressamın NFT satmanın hayatını tamamen değiştirdiğinden bahsediliyor. Edgington, hayatı boyunca sanatla uğraşmış ama bir türlü çalışmalarını bir sanat galerisinde sergileyememiş. Edgington, tuvale yaptığı yağlı boya tablolarını dijital ortama aktarıp, görüntülerini internet üzerinden satabileceğini keşfettiğinde "Belki bir beş yüz kağıt kazanırım" diye düşünmüş. Düzenlediği ilk internet müzayedesinde on altı tablosunun dijital imajları 179 bin 500 dolara satılmış. Hal böyleyken geleneksel anlamda eserler üreten sanatçılar sanatın bu türlü metalaştırılmasına nasıl bakacaklardır diye düşünmüyor değilim. İnternetten kolayca indirilebilen dijital işlerin nasıl oluyor da milyon dolarlara alıcı bulabildiği şu an için akıl erdirebildiğimiz bir şey değil. Sonuçta sahip olma isteğinin, fiziksel objenin önüne geçtiği garip bir zaman diliminde 70 milyon dolara dijital bir eser satıldı.

 

Geleneksel merkezli çağdaş ressamlardan Yusuf Aygeç, dijital tabanlı eserlerin üretimini ve sergilenmesini daha hızlı olacağı için, kolay kurguların ve tekniklerin ön plana çıkacağını düşünüyor ve dijital tabanlı eserlerin malzemeyi ve hissiyatı yansıtmada ne kadar verimli olabileceği konusunda şüphelerini dile getiriyor ve ekliyor: “Damien Hirst bu portalı kullanmaya başlamış. Onun gibi kaç sanatçıyı PR için kullanacaklar merak ediyorum. Açıkçası şu an sadece gözlemliyorum.”

 

 

Darius Puia’nın Connections adlı dijital resmi 35 bin 335 dolara satıldı.

 

Christie’s'den sonra Sotheby’s de gelecek ay yapacağı açık artırmada Türk sanatçı PAK’ın NFT tabanlı bir eserini satışa çıkaracağını duyurdu. Şimdiye kadar NFT tabanlı yaptığı eserlerden 1 milyon dolardan fazla kazanan Pak, Beeple’dan sonra dünyadaki en değerli ikinci NFT sanatçısı.

 

Şimdilik kripto parayla satılan NFT tabanlı işlere ilgi yoğun. Altına hucüm zamanlarını anımsatan bu trendin bir patlama yarattığı kesin. Sanatın metalaştırılmasına karşı bir duruş gibi de durmuyor değil. Sanatçıları çatısı altına alan oluşumların aradan çıkarılması ve eserlerin seri üretim metalar olarak görülmesinden ziyade bir sanat eseri olarak değer bulacak olması yeni bir dönemin başlangıcı gibi duruyor. Bu patlamadan sonra geriye bu işe ciddi anlamda eğilen sanatçılar ve koleksiyonerler kalacak. Sanatçıları sömüren galericilik sisteminin bu unsurları bir kez daha oturup düşünmesi gerekecek gibi gözüküyor. 

Bu yazıya ilk yorumu siz yazın.