En Çirkin Ayakkabıyı Tasarlama Yarışı

2017 yılının ortalarında peyda olan tuhaf bir trend! Annenin yıllardır depoda sakladığı eski bir ayakkabı çifti ile vitrinlerde karşılaşmak gibi. Gerçekte ise 90’ların zıt renkli kaba spor ayakkabılarının yüksek moda cephesinde belirivermesi.

Bu çılgınlığın fitili, Raf Simon’un klasik sneaker’larla yetinmeyip Stan Smith ve Spirit gibi modelleri tasarlaması ile ateşleniyor. Başlangıçta normcore çizgisinden uzaklaşmayan ayakkabılar, Simon’un Ozweego’sunda tam anlamıyla çirkinleşiyor.

Aynı yıl Vetements, Balenciaga, Prada ve 90’ların popüler markası olan Fila, bu yeni görünüme hızla ayak uydurdu. Bunun neticesinde öncü ilk yolcular, 2017’nin Kopenhag Moda Haftası’nda bu çılgın trene atlamış oldu. O esnada kalın tabanlı ve uyumsuz renkli sneaker’lar ise moda dünyasının estetik dayatmalarına meydan okurcasına bir vurdumduymazlık manifestosu okuyordu. Üstelik tek başına iken insana büyük laflar ettirecek bu sneaker’lar, görünümler içerisinde de oldukça akıl çeliciydi.

Başlarda chunky, ugly, grubby ya da unflattering olarak adını duyduğumuz bu ayakkabılara karşı sektörün ağır toplarından bir bir dikkat uyarıları geldi. “Almayın. Alırsanız pişman olursunuz, bu gelip geçici bir akım.” diye. Ama bu kez ‘var olanı ihya etmeye muktedir olanlar’ kendi sözleri ile vurulacaktı. Zira birçoğu yaklaşık 1 sene sonra her yerde senenin chunky sneaker’larını listelemeye ve onların temsil ettiği yüce mesajı övmeye başladı. Moda bir nevi, neonlarla yazılmış “Sap döner keser döner” tekerlemesiydi.

Artık kabul etmenin zamanı geldi. 90’ların hışırtılı eşofmanları ile giyilen tuhaf ayakkabılar, zarif ve ince tasarımların yerini aldı. Nasıl almasındı? 2017’de başlayan ve 2018’de tam olarak kendi siluetini bulan bu ayakkabılar, neredeyse her moda evinin kapısından içeriye adımını çoktan atmıştı bile.

Balenciaga’da Triple S olarak beliren ayakkabılar, birçok hızlı moda markasında yapılan ince ayarın ardından bambaşka isimlerle satışa sunuldu. Louis Vuitton’ın Arclight’ı ya da Gucci’nin Flashtrek’inin benzerleri, dünyaca ünlü perakende devleri Zara ya da Mango’nun yanı sıra yerel üreticilerin atölyelerinde kendine yer buldu. Çünkü pazar bunu gerektiriyordu. Çünkü trend takipçileri, zamanının baba ayakkabıları olarak bilinen ama artık fütüristik detaylara sahip sneaker’ları ile rahat ve özgürdü. Onu istiyorlardı.

Nasıl oldu da nostaljik bir fotoğrafta evlerden ırak gözüyle bakılan ayakkabıların müptelası olundu? Nasıl oldu da babet giyen bebeksi ayaklarımız kaba topukların, neon bağcıkların arasına esir oldu diye de sorgulamaya çok lüzum yok. Zira tuhaf bir eğilim çıkar ve anlamak için çukuru derinlere doğru kazmanız gerekir. Kazdığınızda ise bulduğunuz tek şey birkaç güçlü ideal ve bolca influencer etkisi olur. Keza burada da olduğu gibi.

Şimdi tüm bunlardan sonra siz de naif giysilerinize kaba eklemelerle topraklama yapmak; ya da tüm dünyayı sarhoş eden güzellik afyonuna bir maske ile karşı koymak isterseniz bu çirkin ayakkabıları kullanın. Üstelik renk, materyal ya da stil olarak birbirine çok benzeyen uygun fiyatlı ya da uçuk fiyatlı olanlardan birini seçme özgürlüğü ile. Hazır ince ve narin spor ayakkabıları ile beyaz yatak çarşafı üzerinde poz vermek ‘out’ olmuş ve çirkinlik son sürat yükselişte iken...