Dior'un Kadın Dönüşümü

Dior'un Kadın Dönüşümü


“We don't need no education
We don't need no thought control”

Pink Floyd’un “Another Brick in the Wall” klibinde sırayla makineye giren öğrencilerin yarattığı etkinin bir benzerini Maria Grazia Chiuri’nin, Dior 2018 Sonbahar/Kış koleksiyonunu izlerken yaşıyor insan. Öncelikle bu benzer hissin en önemli tetikleyicisi, Rodin Müzesi’nde gerçekleşen defilenin sergileneceği salonun, eski dergi kapakları, afişler ve grafitilerle 360 derece kaplı olmasıydı. Bu durum protest bir kreasyonun ilk sinyallerini şovun en başından veriyordu. Ne tesadüftür ki Chiuri, Dior’daki ilk koleksiyonundan önce kendisi için “Ben aslında bir küratör gibi çalışıyorum” diyerek, gelecek vizyonunun ipuçlarını o günlerden vermişti.

Maria Grazia Chiuri’de dikkat çeken ilk şey, Pierpaolo Piccioli ile eş kreatif direktörlüğünü yaptığı Valentino yıllarında ve öncesinde, Dior’da vurguladığı feminist çizgilerin yer almıyor oluşu. Bu durumu, feminist düşünce ile 48 yaşındayken (şu anda 54) kızı vasıtasıyla tanışması ile açıklıyor. Geç uyanış olarak gördüğü bu yeniliği işine de yansıtan Chiuri, “Dünyayı değiştirmek aynı zamanda kıyafetleri de değiştirmektir.” mottosu ile tüm dünyaya Dior megafonundan haykırıyor.

Chiuri’nin, Dior’a ilk dokunuşlarının ardından hızla “Dior, feminen bir markadır.” söylemleri yükselmeye başladı. Oysa kendisi de bu düşünceyi destekliyordu. Onun feminenliği ele alış biçimi klasik, floral ve naif kalıpların oldukça ötesinde. Günümüz kadınlarının potansiyelini vurgulayan bir şeyler olması gerektiği inancıyla Chiuri, ilk Dior kreasyonundan itibaren kadın haklarına atıfta bulunan argümanları şovuna dahil etti. Ve bu duruş birçok ünlü kadın tarafından doğrudan desteklendi.

Maria Grazia Chiuri’nin Dior’daki 4. defilesi olma vasfını taşıyan 2018 Sonbahar/Kış koleksiyonunun esin kaynağı 1968 Paris öğrenci ayaklanması idi. Başkaldırının 50. yılına denk gelen defilede, klasik bir anmadan ziyade capcanlı bir uyarlama moda severleri karşıladı. Sahneye çıkan ilk mankenin koyu yeşil ve krem rengi kazağının üzerinde Fransızca yazan “Hayır, Hayır, Hayır ve Hayır!” (C’EST NON NON NON ET NON!) yazısı adeta protestodan yükselen ilk ses etkisi yaratmayı ilk andan itibaren başardı. Üniforma benzeri ekose etek tasarımları ile öğrenci vurgusu güçlendirilmişti.

Chiuri, sihirli sentez kabiliyetini gözler önüne seren bir hamle daha yaptı. Dior’un yıllardır koleksiyonlarında yer verdiği transparan tüllü eteklere yeni ve modern bir yorum getirerek klasik Dior ruhunu da muhafaza etmiş oldu. Aslında Chiuri, markanın kalıtımına olan sadakatinin sinyallerini, daha ilk koleksiyonunda tarot kartı işlemelerle süslenmiş mavi tül bir elbisenin üstündeki tişörtte, "Hepimiz feminist olmalıyız" yazısıyla vermişti. Keza tarot kartları önceki yıllarda Dior tarafından kullanılan anahtar motiflerden biriydi.

Afişler ile kaplı podyumda devrimci kasketli, postallı ve güneş gözlüklü modeller, defilenin protest ruhunu doğrudan izleyenlere yansıtıyor. Kadının güçlendiği 60’lı yılların sonunun genel ruhu koleksiyona hakim. Ayrıca İlkbahar/Yaz 2017 koleksiyonundan beri Dior podyumlarında Hollywood yıldızları yer almıyor. Genel olarak hem kırılgan hem güçlü; hem maskülen hem feminen görünen modeller Chiuri’nin vermek istediği mesajın en iyi taşıyıcıları olarak karşımıza çıkıyorlar.

Podyumda daima isyankâr öğeler yer almasa da Dior’un 2018 Sonbahar/Kış sezonunda 70’ler ruhu hiçbir zaman eksilmeden varlığını korumuş. Özellikle çiçek desenli ve patchwork (yamalı) elbiseler, pelüş kabanlar ve pançolar uygulanan stillere göre dönem etkisini hissettirmeye yardımcı oluyor.

Defilenin ortalarına doğru bir önceki kış sezonunda kendini oldukça yoğun hissettiren lacivertin etkisi izleyenleri karşılıyor. "Siyah ile yarışabilecek tek renk lacivert." diyen Mösyö Dior'dan yola çıkan 2017 kış sezonu, mavinin çeşitli tonlarıyla bir ton çubuğu gezintisi yaşatırken, aynı etki denim kullanımı ile 2018 koleksiyonunda da kendine yer buluyor.

Maria Grazia Chiuri imzalı 2018 Sonbahar/Kış defilesi belki de 68 Paris ayaklanmalarını görmemiş ve bilmeyen fakat günümüzde de eşit haklara sahip olma, cinsel kimliğini koruma ve sesini yükseltme konusunda her türlü mücadeleyi veren kadınlara “Ben de varım” mesajı veren önemli bir moda ve kültürel şov olarak tarihteki yerini aldı. Protestoların ve başkaldırının başarısına inanan kreatif direktör, ilhamını ise yine Dior markasının mazisinden alıyor. Dior’un Marc Bolan döneminde, koleksiyonda mini eteklere de yer verilmesini isteyen kadın aktivistlerin taleplerine yönelik olarak oluşturulan Miss Dior serisi bunun en güzel örneği.

Defile sonrasında da yaratılan “femin(en/ist)” etkinin izleri sloganlarla kuşatılmış olan Paris, Avenue Montaigne'da bulunan Dior mağazasında halen sergilenmeye devam ediyor. Cinsiyet eşitliğine yaptığı çarpıcı vurgular ile bu butik, bir meta alışverişinin ötesinde bir değer paylaşımı yapmayı hedefliyor.

Bir şeyler değişecek, dünya değişecek… Değişim ise kadınların içinden hortum etkisi ile dışarı süzülen her şeyin doğal afetiyle gelişecek.

Dior'un Kadın Dönüşümü
Dior'un Kadın Dönüşümü
Dior'un Kadın Dönüşümü
Dior'un Kadın Dönüşümü
Dior'un Kadın Dönüşümü
Dior'un Kadın Dönüşümü
Dior'un Kadın Dönüşümü
Dior'un Kadın Dönüşümü

Bu yazıya ilk yorumu siz yazın.